NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مَحْمُودُ
بْنُ خَالِدٍ
السُّلَمِيُّ
حَدَّثَنَا
عُمَرُ
يَعْنِي
ابْنَ عَبْدِ
الْوَاحِدِ
عَنْ سَعِيدٍ
يَعْنِي ابْنَ
بَشِيرٍ عَنْ
قَتَادَةَ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا غَزَا
كَانَ لَهُ
سَهْمٌ صَافٍ
يَأْخُذُهُ
مِنْ حَيْثُ
شَاءَهُ فَكَانَتْ
صَفِيَّةُ
مِنْ ذَلِكَ
السَّهْمِ وَكَانَ
إِذَا لَمْ
يَغْزُ
بِنَفْسِهِ
ضُرِبَ لَهُ
بِسَهْمِهِ
وَلَمْ
يُخَيَّرْ
Katâde'den demiştir ki:
Rasûlullah (s.a.v.)'in
savaşa katıldığı zaman, (ganimet mallarının tümü içerisinde onlardan)
dilediğini seçip alabileceği özel bir payı vardı. İşte Safiyye (denilen pay) bu
pay idi. (Fakat) Eğer savaşa bizzat katılmazsa, kendisine (sadece müslüman bir
fert olarak ganimetlerdeki) payı verilirdi. (Fakat özel hakkı olan safiyy payı)
seçilip te kendisine verilmezdi.
İzah:
Bezlü'l-Mechûd
yazarının da açıkladığı gibi, metinde geçen; "Hz. Nebiin savaşa katıldığı
^aman ganimetler içerisinde Safiyy denilen özel bir payı vardı"
anlamındaki cümle "Hz. Peygamberin harbe iştirak etmemesi halinde bu
hakkı düşerdi." manâsında kullanılmış değildir. Aslında harbe katılsın
veya katılmasın Hz. Nebiin her ganimette Safiyy hakkı vardı. Ancak Hz. Nebi,
mücahidlere izin verdiği için Hz. Nebiin katılmadığı savaşlarda kazandıkları
ganimetleri onlar Medine'ye gelmeden önce bölüşürlerdi. Hz. Nebi orada bulunmadığı
için O'nun bu payını da paylaşırlardı.
Hz. Nebi, kendi payını
onların Medine'ye kadar taşıyıp yorulmalarını istemediğinden hakkını onlara
bağışlamıştı. Sadece zaruri ihtiyacı olan ganimet hakkını alırdı.
Hadis-i şerifte
anlatılmak istenen budur.
Hafız Münzirî'nin
açıklamasına göre, bu hadis-i şerif mürseldir. Çünkü Katâde (r.a) Hz. Nebi'den
hadis işitmemiştir.